Roma'ya gitmeden önce az çok nelerle karşılaşacağımı tahmin etmiştim ama bu kadarını beklemiyordum. Her yer o kadar eski o kadar iyi korunmuş ki (en azından çalışılmış) gerçekten insan şaşırıyor. Herhalde her yeri görmek için bir hafta kalınsa ancak yeter. Ama belli başlı yerleri görmek, şehri keşfetmek, güzelce yiyip içmek (en çok yemesini içmesini sevdim:)) için iki gün yetiyor. Sokaklar, caddeler küp taşı olduğu için yürümek insanı normalden fazla yoruyor. Rahat ayakkabılar şart.
Roma caddeleri, sokakları...
O zaman şehir turuna başlayalım :).
Bilet sırası
Türkçesi Üçyol Çeşmesi iken neden Aşk Çeşmesi demişiz acaba? Açıkcası Aşk ile bağdaşan bir hikayesi varmı onu da bilmiyorum. Neyse Aşk Çeşmesi daha havalı :). Bir sarayın kenarında böyle bir çeşme bulmak çok ilginç ve çok orjinal. Gece görüntüsü, diğer birçok yapıda olduğu gibi daha etkileyici. Siz siz olun polaroid makina ile fotoğraf çekenlere güvenmeyin. Lakin fotoğraflar karanlık çıkıyor, manzaradan eser yok.
Piazza di Spagna (İspanyol merdivenleri)
İspanya konsolosluğunun önünde olduğu için bu isimle anılan merdivenler. Aslında neden bu kadar ünlü olduğunu pek anlayamdım. Önünden gece ve gündüz olmak üzere 2-3 kere geçtim ve her seferinde tıklım tıklımdı. Yeri ve konumu itibariyle dinlenmek için birebir. Hemen yanında metro istasyonu var. Kasım ayı olduğundanmı bilmiyorum fotoğraflarda gördüğüm çiçekler yoktu. Hem gece hem gündüz olmak üzere oturmamazlık etmedim :).
Vaticano, Basilica di San Pietro (Vatikan ve San Pietro Bazilikası)
Herhalde papanın evi desek yanlış olmaz. Yüksek duvarlarla çevrili olan vatikana girdiğinizde San Pietro Meydanını görüyorsunuz ve tabiki San Pietro Bazilikasını. Roma'da birçok yerde olduğu gibi burda da bir dikilitaş var. Çok esrarengiz. Ayrıca yerde bu dikilitaş etrafında konumlandırılmış üzerlerinde figürler bulunanan beyaz taşlar vardı. Bunlar üzerindeki resimlerden anlaşılabileceği gibi o yönden esen rüzgarı belirtiyormuş.
Piazza del Popolo (Halk Meydanı)
Vatikan'dan yürüyerek Tiber Nehri kenarından geçerek, üzerindeki köprüleri görerek Piazza del Popoloya ulaşabilirsiniz. Oldukça büyük bir meydan ve çok hareketli. Çok sevdim :). Via del Corso
Piazza del Popolo ve Plaza Venezia'nın arasında yer alan 1,5 km uzunluğundaki, oldukça dar olan, Roma'nın en işlek caddesi. Cumartesi trafiğe kapanmıştı. Herkes caddenin ortasından yürüyordu. Alışveriş yapmak istiyenler için oldukça ideal. Pizza del Popolo'dan geldiğinizde caddenin sol tarafın düşen sokakların biri olan Via della Croce yemek yemek için ideal. Bir sürü mekan var. Via Condotti'de iki sokak aşağıda. Burberry, Prada, Gucci, Bulgari gibi aşırı lüks mağazaların bulunduğu sokak.
Roma'nın meşhur meydanlarından. İrili ufaklı o kadar çok meydan varki, her yolun sonu nerdeyse bir meydana çıkıyor. Navona, Popolo ile birlikte (gördüklerim içinde) en çok sevdiklerimden oldu. Görememiş olsam üzülürdüm heralde. Popolo'ya göre çok daha hareketli. Sokak ressamları meydanı kaplamış durumda. Meydanda birbirinden güzel üç adet çeşme bulunuyor. En göze çarpanı ortada bulunan gene dikilitaş etrafına konumlandırılmış Fontana dei Quattro Fiumi (Dört Irmak Çeşmesi). Bu çeşme dünyanın dört büyük nehirini temsil ediliyormuş; Nil (Afrika), Ganj (Asya), Tuna (Avrupa) ve Rio de la Plata (Amerika).
|