Thursday, March 13, 2014

ROMA! taşı toprağı tarih!

Roma'ya gitmeden önce az çok nelerle karşılaşacağımı tahmin etmiştim ama bu kadarını beklemiyordum. Her yer o kadar eski o kadar iyi korunmuş ki (en azından çalışılmış) gerçekten insan şaşırıyor. Herhalde her yeri görmek için bir hafta kalınsa ancak yeter. Ama belli başlı yerleri görmek, şehri keşfetmek, güzelce yiyip içmek (en çok yemesini içmesini sevdim:)) için iki gün yetiyor. Sokaklar, caddeler küp taşı olduğu için yürümek insanı normalden fazla yoruyor. Rahat ayakkabılar şart.


image
Roma caddeleri, sokakları...

O zaman şehir turuna başlayalım :).

Colosseo (Kolezyum)

Kolezyum 2007 yılında dünyanın yeni yedi harikasından biri seçilmiş. Beni en çok etkileyen yerlerin başındaydı. Ne varki içini ziyaret etmek için 12€ ödemek ve bilet sırasına girmek gerekiyor :S. Ama çok uzun sürmüyor, sıra hemen geliyor. Bence içeri girmeye değer. Açık hava müzesi gibi, diğer birçok eseri yani roma forumunu burdan kuşbakışı görme fırsatı buluyorsunuz. İçerisinde de şaşkınlıkla nasıl bir yapı bu böyle diyorsunuz. Açıkcası hayran kaldım kalmasına da, sonrasında gladyatör savaşlarının yapıldığı gerçeği de içimi biraz burkmadı değil.

image

Bilet sırası




image









Fontana di Trevi (Nam-ı diğer Aşk Çeşmesi)

Türkçesi Üçyol Çeşmesi iken neden Aşk Çeşmesi demişiz acaba? Açıkcası Aşk ile bağdaşan bir hikayesi varmı onu da bilmiyorum. Neyse Aşk Çeşmesi daha havalı :). Bir sarayın kenarında böyle bir çeşme bulmak çok ilginç ve çok orjinal. Gece görüntüsü, diğer birçok yapıda olduğu gibi daha etkileyici. Siz siz olun polaroid makina ile fotoğraf çekenlere güvenmeyin. Lakin fotoğraflar karanlık çıkıyor, manzaradan eser yok.




Piazza di Spagna (İspanyol merdivenleri

İspanya konsolosluğunun önünde olduğu için bu isimle anılan merdivenler. Aslında neden bu kadar ünlü olduğunu pek anlayamdım. Önünden gece ve gündüz olmak üzere 2-3 kere geçtim ve her seferinde tıklım tıklımdı. Yeri ve konumu itibariyle dinlenmek için birebir. Hemen yanında metro istasyonu var. Kasım ayı olduğundanmı bilmiyorum fotoğraflarda gördüğüm çiçekler yoktu. Hem gece hem gündüz olmak üzere oturmamazlık etmedim :).




Vaticano, Basilica di San Pietro (Vatikan ve San Pietro Bazilikası)

Herhalde papanın evi desek yanlış olmaz. Yüksek duvarlarla çevrili olan vatikana girdiğinizde San Pietro Meydanını görüyorsunuz ve tabiki San Pietro Bazilikasını. Roma'da birçok yerde olduğu gibi burda da bir dikilitaş var. Çok esrarengiz. Ayrıca yerde bu dikilitaş etrafında konumlandırılmış üzerlerinde figürler bulunanan beyaz taşlar vardı. Bunlar üzerindeki resimlerden anlaşılabileceği gibi o yönden esen rüzgarı belirtiyormuş.




Vatikana giderken bazilikayı da ziyaret etmek istiyorsanız seçtiğiniz kıyafetlere de dikkat etmeniz gerekiyor. Vücudu açıkta bırakan kıyafetlerle bazilikaya almıyorlar. Güvenlikten geçtikten sonra içeri girebiliyorsunuz. Çorap olduktan sonra (bacağı göstermeyen) mini etek sorun olmuyor ama şort ve askılı bluzu olanlar giremiyor. Yazın giderken hazırlıklı olmak lazım. Geleneksel kıyafetli İsviçre muhafızları tarafından korunuyor.


Piazza del Popolo (Halk Meydanı)

Vatikan'dan yürüyerek Tiber Nehri kenarından geçerek, üzerindeki köprüleri görerek Piazza del Popoloya ulaşabilirsiniz. Oldukça büyük bir meydan ve çok hareketli. Çok sevdim :).






Via del Corso 

Piazza del Popolo ve Plaza Venezia'nın arasında yer alan 1,5 km uzunluğundaki, oldukça dar olan, Roma'nın en işlek caddesi. Cumartesi trafiğe kapanmıştı. Herkes caddenin ortasından yürüyordu. Alışveriş yapmak istiyenler için oldukça ideal. Pizza del Popolo'dan geldiğinizde caddenin sol tarafın düşen sokakların biri olan Via della Croce yemek yemek için ideal. Bir sürü mekan var. Via Condotti'de iki sokak aşağıda. Burberry, Prada, Gucci, Bulgari gibi aşırı lüks mağazaların bulunduğu sokak.





Piazza Navona 

Roma'nın meşhur meydanlarından. İrili ufaklı o kadar çok meydan varki, her yolun sonu nerdeyse bir meydana çıkıyor. Navona, Popolo ile birlikte (gördüklerim içinde) en çok sevdiklerimden oldu. Görememiş olsam üzülürdüm heralde. Popolo'ya göre çok daha hareketli. Sokak ressamları meydanı kaplamış durumda. Meydanda birbirinden güzel üç adet çeşme bulunuyor. En göze çarpanı ortada bulunan gene dikilitaş etrafına konumlandırılmış Fontana dei Quattro Fiumi (Dört Irmak Çeşmesi). Bu çeşme dünyanın dört büyük nehirini temsil ediliyormuş; Nil (Afrika), Ganj (Asya), Tuna (Avrupa) ve Rio de la Plata (Amerika).





Bunlar dışında Pantheon, kasvetli ama karizmatik.





Monumento Nazionale a Vittorio Emanuele II, çok ihtişamlı.


Piazza della Republica diğer birçok tarihi yapı gibi imkan varsa mutlaka gece de görülmeli.



Yeme - İçme

İtalyan mutfağı genel olarak bizim damak tadımıza çok uyuyor bence. Kesinlikle aç kalmayacağınız gibi çok güzel şeyler yiyebileceğinizi düşünüyorum. Ancak çok mekan olduğundan doğru yeri bulmak her zaman kolay olmayabiliyor. Güne kapuçino ile başlamakmış oraların adeti.

image

Öğlen yemeği için Via della Croce'deki Pastaficio'ya gidip ev yapımı markarnalardan (erişte) yeyip orayı görmenizi tavsiye ederim. Öncelikle belirteyim Pastaficifico bir restaurant değil. Taze makarna üreten bir makarnacı. Orada satış da yapılıyor. 500 gr'lık paketleri 6€'ya satıyorlar. Saat 12'de ordaydık. Öğle yemeği sattıklarını ben de başka bloglardan okuyup bulmuştum. Yemeğin 13:00'da olduğunu söylediler. Nasıl olacağını merak ettim, zira küçücük dükkan. Neyse oralarda oyalandık saat 13:00'e doğru gittik hafiften kalabalık toplanmaya başladı sonra içerisi doldu. Bu esnada arkadaki imalathanenin perdesini kapattılar, dükkanı toparladılar, sanki birazdan çıkacaklarmış gibi. Sonra paketlenmiş makarlar gelmeye başladı. İki tür biri; salçalı, kıymalı, peynirli (parmesan), diğeri; kabaklı,peynirli (parmesan). Yani biri yeşil biri kırmızı :). Birer tane aldık. Makarna satılan standları küçük bara çevirmişler bir de su koymuşlar. Çok ilginçti. İsteyen orda yiyor (ayakta) isteyen alıp gidiyor.  Turisler olduğu gibi italyanlar da çoktu. Ve çok lezizdi. Fiyatta çok iyi 4€, su bedava :P. 

image

    image

Sonra işi şansa bırakmayın hemen aynı sokaktaki Venchi'den dondurmanızı yiyin. Roma dondurmasını biraz tecrübe ettim. Güzelini yiyim diyorsanız Venchi çok şahane. Fiyatlarıda diğer yerlere göre 50 cent falan fazla  (küçük kapta 3,5€), istediğiniz kadar da çeşit koydurabiliyorsunuz. Kestanelisi harikaydı.

image
image


Akşam yemeği için; Ristorante Rosa Rosae, Via di Pietra, 88 çok güzel bir atmosfere sahipti. Pizzasına kötü diyemem ama çok harika değildi doğrusu. Ama ev yapımı şarap çok güzeldi. Menü oldukça kalabalık. Pizza dışında şeyler bulmakta mümkün. Pizzalar ortalama 10€. Kadeh şarap 4€, yarım litresi 7€. Yemeğin üstüne içilen kahve türü de macciato ya da ekpressoymuş.

Biz biraz odun ateşi ilie pizza yapan yer aradık.  Açıkcası gözümüz fırını olan bir mekan aradı. Ertesi gün de akşam yemeğini Pizzare'de yedik. Odun ateşi pizzası çok güzeldi (ortalama 10€). Ev yapımı şarapta Rosa Rosae'dekinden çok farklı değildi (kadeh şarap 4€, yarım litresi 8€). Kısacası burası gerçek bir pizza mekanı.






















Bir de gezerken karşımıza çıkan I dolci di Nonna Vincenza'da (Piazza Monte Citorio, 116) daha önce duyduğum ama hiç yemediğim orjinali Sicilya'ya ait olan Cannoli'yi deneme fırsatı bulduk. Ricottalısı çok güzel. Küçük boyu 1,5€.



No comments:

Post a Comment